Yunus Emre - Rusça Dublaj ve Altyazı

Rusça Dublaj ve Altyazı çalışmaları ajansımız tarafından yapılmıştır.



AŞKIN YOLCULUĞU YUNUS EMRE Anadolu Selçuklu Devleti içerisinde Moğol etkisi kendini devlet yönetimden dini fetvalara kadar her yerde göstermektedir. Moğolların arzuladığı gibi devleti idare ve sevk eden Anadolu Selçuklu Başveziri Muinuddin Pervane, makamlara yaptığı atamalara liyakati hiçe sayan bir tutum sergilemektedir. İdarenin ehil ellerde olmaması da toplum içerisinde ki birliği ve dirliği bozmaktadır. YUNUS EMRE BOZUK DÜZENİN TEK REÇETESİ Anadolu Selçuklularını yok oluşa götüren bu sürecin çözümü için üretilen reçeteler ise ayrı bir çatışmanın merkezidir. Dönemin kanaat önderleri olan ilim sahibi âlimler ve şeyhler ile sivil toplum kuruluşları mahiyetinde ki medreseler, tarikatlar, tekkeler, ahi ocağı gibi kurumlar hazırladıkları reçeteleri kabul ettirme aşamasında çetin tartışmalar geçmektedir. 13. Yüzyılda hal böyle iken hikâyemizin kahramanı olan Yunus, ilminden güç alarak vazifesini layıkıyla yapmak gayesiyle Sivrihisar’a doğru yola çıkar. Yolda Tapduk Emre olduğunu bilmediği bir ihtiyarla tanışıp onunla yoldaşlık eder… Yolculukları boyunca İhtiyara aldığı eğitimden, kadı olduğundan dem vurur. Genç Yunus’un kadılığını ve aldığı medrese eğitimin, ilmini ne kadar önemsediği bellidir konuşmalarından...

Yoldaşlıkları Sivrihisar’a geldiklerinde son bulur.Kadı Yunus toplumda ki bu kargaşa ortamında devlet içerisinde çok önemli bir makamda görevini icra etmektedir. Yunus; Sivrihisar kazasına Kadı’lık yapmakta; Moğol baskısıyla bozulan liyakat düzenini tekrar inşa etmek için uğraşmaktadır. Çünkü Kadı Yunus’a göre kurtuluş ancak liyakat düzeninin sağlanması ile olacaktır. Yunus; Kazanın en yüksek mercisinde oturan yöneticisidir. Sivrihisar’da vazifeye başlar başlamaz, bir idamlık davasında, zanlının idamı yönünde fetva veren Yunus’un bu fetvası, müridi olan yakınlarınca Şeyh Tapduk Emre’ye gösterilir. Tapduk Emre fetvanın yanlış, hükmün de geçersiz olduğunu beyan eder. Hükmünün Tapduk Emre adında bir şeyh tarafından yanlışlığının iddia edilmesi Yunus’u çok kızdırır. İddiasını ispata davet etmek için Tapduk Emre’nin dergâhına vardığında onun yoldaşlık ettiği ihtiyar olduğunu görür ve şaşırıp kalır… SÖZÜ ZAMANA HÜKMEDEN KAHRAMAN YUNUS EMRE Tapduk Emre’nin iddiasını kaynaklarla ispat etmesinin ardından Yunus büyük bir ruhi sarsıntının içinde bulacaktır kendisini. En iyi medreselerde eğitim görmüştür, ama yarı âmâ ve ümmi bu şeyh onun bütün ilmini ve makamını alaşağı etmiştir…

Yaşadığı sorgulama, Yunus’u yeni sorulara sevk edecektir. Bilgi nedir? İlim sahibi olmak nedir? Kendisinin bunca senelik medrese eğitimiyle bilmediğini, ümmi bir şeyh nereden bilmektedir? Bunları bildiği halde ümmi ise ümmilik nedir? Bu yargılama sonucu Tapduk Emre’ye gidip ona beyat verir. Müridi olmak ister. Tapduk Emre, Yunus’un beyatını kabul etmeyip ona adalet tavsiye ederek gönderir… Yunus artık tamamen içine dönmüştür. Sürekli kötü rüyalar gören Yunus’un yaşadığı buhran günbegün ruhunu sarar... Yunus bir kez daha Tapduk Emre’nin huzuruna gider. Yunus’un ısrarı karşısında Tapduk Emre, bu yola çıkmak için maddi manevi bütün biriktirdiklerini dağıtması gerektiğini söyler. Yunus, Tapduk’a kul olmak için cübbesini çıkarır, kadılıktan istifa eder. Tapduk makamıyla birlikte ilmini de terk etmesini söyler. Bunun için de Yunus’a ‘ben bilmem’ zikri verir, derviş hırkasını giydirir…

Diğerlerinden farksız, herkes gibi sıradan bir derviş olarak, hakikat yoluna çıkmaya talip olan Yunus yaşadığı bu dönüşüm sonucunda hakikati arama yoluna çıkar. Aşkın Yolculuğu Yunus Emre, bu yolculuğun sonuna geldiğinde, artık sözü zamana hükmeden bir kahramana dönüşecektir. HAMDIM, PİŞTİM, YANDIM Yunus Emre, hamlıklarından kurtularak pişmek için Tapduk Emre kazanına girmiştir. Makamını ve mevkisini terk edip, Tapduk’a intisap ederek tekke hayatına başlayan Yunus, kemâlat yolculuğunun bu pişme safhasında; celali yönü de olan Şeyhi Tapduk Emre tarafından çok sert, hırpalayıcı bir imtihanlar zincirinden geçirilecektir. Bu imtihanlar, tarikat dünyasını oluşturan düsturlar, eğitim yöntemleri, ritüeller ve sembollerle bezenmiş hikâyelerden oluşacaktır. Fiziki olarak sıradan işlerle meşgul olan Yunus diğer yandan tekke içerisindeki benlik mücadelelerine şahit olacak, bu mücadelelerde taraf olmadığı halde; Tapduk Emre’nin halifesi olan ve Tapduk Emre’nin kızı Bacım Sultan ile evlenip, posta oturmak isteyen Molla Kasım’ın hasmane duygu ve tavırlarına muhatap olacaktır.

Bu süre boyunca Şeyh’i Tapduk Emre tarafından bir karakter tahliline tabi tutulmakta tabir caizse Tapduk tarafından Yunus’un “nefis röntgeni” çekilmektedir. Aşkın Yolculuğu Yunus Emre bambaşka bir anlatımın mimarı olacaktır. Tekkede geçirdiği zamanın ardından o kendine güvenen; medreseli, makam sahibi genç Kadı Yunus gitmiş, Derviş Yunus gelmiştir. Ama hakikat yolunda giriştiği mücadele ve tutulduğu imtihanlar henüz bitmemiştir. Bir yandan Şeyhinin kendisi için uygun gördüğü usullerle Aşkın Yolculuğuna devam eden Yunus; öte yandan kendisini rakip gören Molla Kasım tarafından düşman addedilmektedir. Yunus, Molla Kasım’ın bu nefsani taarruzlarına nasıl karşılık verecek, onun itham ve iftiralarıyla nasıl mücadele edecektir? Bitmeyecek bir yol hikâyesidir aslında Aşkın Yolculuğu Yunus Emre...

Rusça Dublaj ve Altyazı çalışmaları ajansımız tarafından yapılmıştır.